Site icon Fit Yemek

PANDEMİ ÇIKMAZI

Dün, bugün ve yarın. Hepsi aynı. Hem de bire bir aynı. Biz buna Pandemi Çıkmazı adını verdik. Pandeminin sebep olduğu şeylerden biri. Sıradan ve sıkıcı; her biri bir birinin kopyası günler. Aslında hepimiz içten içe de olsa bu gidişatı değiştirmek isteriz. Ama nereden başlayacağımızı veya nasıl yapacağımızı bilmiyoruz. Bu yazı size Pandemi Çıkmazı’ndan nasıl kurtulabileceğinizi adım adım anlatacak. Hazırlanın ve eski kötü günlere veda edin; Pandemi Çıkmazı bitmek üzere.

İzlemek isterseniz sizi videomuza alabiliriz;

1) Herhangi bir gün

Alarm çaldı, uyandın. Vazgeçtin, yarım saat daha uyudun. Yatakta telefonla birkaç saat geçirdikten sonra açlığına yenik düştün. Kahvaltı? Bu sıkıcı pandemi günlerinde biraz mutluluğa ihtiyacın var. Şeker deposu mısır gevreğini kaşıklarken günün geri kalanında ne yapacağını düşündün. Aklına birkaç şey geldi ama kahvaltıdan sonra halsizlik çöktü. Biraz daha yattın. Biraz netflix, biraz youtube. İzleyecek doğru düzgün bir şey de kalmadı artık. Instagram’da birkaç saat daha öldürürken tekrar acıktın. Evde kalmak sıkıcı, keyif veren bir şeyler yemelisin. Pizza? Daha dün yedim. Burger? Burger olur. Patates büyük boy olsun, kolasız da yenmez şimdi. Akşam oldu, gün bitti ve hiç bir şey yapmadın.
Alınan kalori: 3000
Yakılan kalori: Nefes almak dışında bir şey yapmadın ki.

Yatakta telefonla birkaç saat

2) Başlangıç

Istakoz

Biraz karanlık bir senaryo farkındayım ama daha da karanlık olan, bunu izlerken kendinizden parçalar bulmanız. Istakozlarım, evet bu videoda size böyle sesleneceğim, bu çirkin döngüyü hep birlikte kıracağız. Son kez arkanıza yaslanın, videoyu beğenin ve izlemeye devam edin. Tüm bu karanlığı yıkmaya, hayatımızı aydınlatmaya başlıyoruz.

3) Evde kalmak neden sorun teşkil eder?

Evde kalmak, hepimizin canını sıkıyor. Bunun tek sebebi özgürlüğümüzün kısıtlanması değil. Eskiden dışarı çıkardık ve nelerle karşılaşacağımızı tahmin edemezdik. Yeni şeyler görürdük, sosyalleşip diğer insanların hayatlarına tanık olurduk, yeni insanlarla tanışırdık. Tüm bunlar, sabah kalktığımızda daha heyecanlı bir güne başlamamızı sağlardı. Hayatı keyifli kılan şey, öngörülemez olmasıdır. Evde kalıp günlerimiz birbirinin kopyası olduğunda, sonunu bildiğimiz bir filmi izlermiş gibi yaşamaya başladık.

Pandemi çıkmazından kurtulmaya hazırsanız önce bunu kıracağız.

özgürlüğümüzün kısıtlanması

4) Eylemsizlik Yasası

Hareket edesin gelmiyor mu? Çok normal. Tarihin en ünlü fizikçilerinden Newton, 1. hareket yasası olarak eylemsizliği belirtmiştir. Yasaya göre cisimler, hareket durumlarını koruma eğilimindedir. Duran cisimler durmaya, hareket eden cisimler ise hareket etmeye devam etmek isterler. İster inanın ister inanmayın ama, bu yasa bizler için de geçerlidir. Hareket etmediğimiz sürece vücudumuz hareketsiz yaşama adapte olur. Istakozum, kalkıp bir şeyler yapacak enerjiyi bulamıyor olabilirsin. Evet haklısın, gerçekten enerjin yok. Çünkü vücudun bu duruma alıştı ve enerji üretmek için bir sebep göremiyor. Oturduğumuz yerden enerji üretmesini bekleyemeyiz. İlk önce enerjimiz olmadığı halde yavaş yavaş hareket etmeye başlayacağız, vücudumuzda bir enerji talebi oluşturmuş olacağız ve günden güne bu talep sonucunda enerji üretimimiz artacak. Bugün kalkıp hafif de olsa bir antrenman yapmak sana çok zor geliyor olabilir. Kendine şunu hatırlat,

“Bugün en zor gün olacak. Her geçen gün, bir önceki günden çok daha kolay gelecek.”

Bir hafta sonunda damarlarında hissedeceğin enerjiye çok şaşıracaksın. Ama önce, ilk adımı atmalısın.

Neden sürekli yemek yiyesimiz geliyor?

Tüm canlıların ortak amacı hayatta kalmak ve neslinin devamını sağlamaktır. Bu çok içsel ve güçlü bir dürtüdür. Bizler hayatta kalmamızı sağlayacak şeyler yaptığımızda beynimiz mutluluk hormonu olarak adlandırılan dopamini salgılayarak bizi ödüllendirir. Modumuz yükselir ve kendimizi iyi hissederiz. Yüksek kalorili ve kana hızlı karışan işlenmiş gıdalar, ödül mekanizmasını en iyi tetikleyenlerdir. Yiyecekleri besin kaynağı olarak değil de, mutluluk kaynağı olarak görmeye başladığımızda bu durum yeme bağımlılığına dönüşür. Bu döngü, uyuşturucu kullanımına çok benzer.

5) Farkındalık

Yıllar önce okuduğum bir kitap bana, hayatım boyunca kullanabileceğim çok güçlü bir silah kazandırdı. Farkındalık. Günlük hayatın büyük bir kısmını oto-pilotta yaşarız. Neler yaptığımızı çoğu zaman düşünmeyiz ve bizi yöneten şey aslında alışkanlıklarımızdır. Bu kötü bir şey değil, aksine alışkanlıklarımız sayesinde hayatımız kolaylaşır. Ama bunların bazıları hayatımızı kötü yönde etkiler. Pandemi sürecinde de çeşitli kötü alışkanlıklar edinmiş olabilirsin. Tatlı, fastfood, alkol gibi bağımlılıkların ortaya çıkmış olabilir. Bunlardan kurtulmak için, farkındalık silahından faydalanabilirsin. Kurtulmak istediğin alışkanlık her ne ise, onu yapmaya devam et. Yalnızca bir sonraki sefer bunu yaparken, tüm odağını yaptığın şeye ver ve farkındalığını arttır. Örneğin fastfooda çok düşkünsün, tamam, şu an sana fastfood yeme falan demiyorum. Sadece bundan sonra fastfood yerken, o an ne yaptığına odaklanmanı istiyorum.

Bir video açıp beynin kapalı bir şekilde yeme, masaya otur, pizzanı al, incele, kokla, uzun uzun çiğne ve yutarken vücuduna nelerin girdiğini hissetmeye çalış. O an kendini nasıl hissettiğine, pizza kutusunda çıkan yağ izlerine odaklan, her detayı farketmeye çalış. Yedikten sonra enerjin düşecek, kendini bitkin hissedeceksin, tüm bunlara odaklan ve farket.

Farkındalık, tek başına tedavi edicidir. Her fastfood yediğinde bunu yaptıkça, zamanla içsel bir uzaklaşma isteği gelecek. Günden güne canın daha az fastfood çekecek ve beynin kendi kendine bu arzuyu silmeye başlayacak.

6) Yalnızlık

Yalnız bir birey

Yalnızlık aslında en ciddi problemlerden biri. İnsan sosyal bir canlı ve bunu sağlayamadığında hem mental hem de fiziksel olarak bir darbe alıyor. Bu konuda sizlere bir çözüm sunmak benim için de kolay değil. Dışarı çıkalım buluşalım diyebileceğim bir dönemde değiliz. Yalnızca internet ortamında sosyalleşebiliriz. Buna aracılık etmesi için bir discord grubu oluşturduk. Fit Yemek çatısı altında yüzbinlerce kişiyiz. Ortak acılara ve ortak amaçlara sahip insanlar olarak, bu discord grubunda birbirimizle iletişim kurabiliriz. Grubun içerisinde farklı odalar hazırladık, kendinize online diyet arkadaşı edinebilirsiniz, birbirinizi motive edebilirsiniz. Katılmak için videonun açıklama kısmındaki linki kullanabilirsinz.

Bu grupta seviyeli ve arkadaş canlısı bir ortam oluşturmak istiyoruz, trolleri ve seviyesiz davrananları uzaklaştırmak için bir moderasyon ekibi de kurduğumuzu peşinen söyleyeyim.

7) Öngörülemezlik

Videonun başında, hayatın öngörülemediğini ve bu sayede keyifli olduğunu söylemiştim. Pandemi döneminde de bunu sağlamak için birkaç şey yapabiliriz. Örneğin Youtube‘da sayısız ev antrenmanı videosu var. Bunlardan birkaçını gözüne kestirip not alabilirsin, daha sonra her gün rastgele birini seçerek yapabilirsin. Şansına o gün nasıl bir antrenman gelirse yapmış olursun. Benzer şekilde bir sürü sağlıklı fit tarif paylaştım. Her gün rastgele yeni bir yemek yapmayı deneyebilirsin. Hem keyifli vakit geçirmiş olursun hem de aşçılık yeteneklerin gelişir. Videolara ek olarak tarif kitabım da var, içerisinde 72 adet fit tarif bulunuyor. Her gün rastgele bir sayfayı açarak o tarifi deneyebilirsin.

Evde canınız sıkılıyorsa ne yapacağınızı discord grubunda sorabilirsiniz. Grupta size antrenman önerisinde bulunacak birileri mutlaka olacaktır. Aynı şekilde siz de orada ihtiyacı olanlara aktivite önerisinde bulunarak birbirinize destek olabilirsiniz. Pandemi çıkmazı ancak birlik olursak bitebilir.

8) Istakoz Hikayesi

Son olarak, zor bir dönemden geçtiğimizi kabul edelim. Her şey yolundaymış gibi yaşamaya devam etmek kolay değil; ancak hayat umutsuzluğa kapılacak ve depresyona girecek kadar da uzun değil. Tüm zorluklara rağmen kendimize güvenip, mevcut şartlarda kendimiz için en iyi olanı yapmaya çalışmak bu süreci daha rahat geçirmemizi sağlayacaktır. Bu tür zor zamanları eziyet olarak değil de, fırsat olarak görmeliyiz. Çünkü insanın en çok geliştiği an, en büyük zorlukların üstesinden geldiği andır.

Istakozlar sert kabuklu canlılardır. Büyüme dönemlerinde içlerindeki yumuşak kısım büyürken, kabukları aynı şekilde kalmaktadır. Bu durum günden güne içlerindeki stresi, baskıyı ve acıyı arttırır. En sonunda kayalıkların arasında kendilerine güvenli bir ortam bulurlar. Büyüdükçe basınç artar ve en sonunda kendi kabuklarını çatlatırlar. Kendilerine yeni boyutlarına uygun, daha büyük bir kabuk oluştururlar. Ve bir defa büyüyüp kabuğunu çatlatan ıstakoz, artık istese de eski kabuğuna sığamaz. Karşılaştığım zor ve stresli dönemlerde kendime hep bu hikayeyi hatırlatırım. Stres artacak, artacak ve dayanılamaz hissettiğim noktada kabuğumu çatlatarak gelişeceğim. Bir daha aynı problemle karşılaştığımda ondan etkilenmeyecek kadar gelişmiş olacağım.

Kendinize güvenin: Bu zor dönemleri hep birlikte aşacağız. Ve geriye dönüp baktığımızda gördüğümüz tek şey, çatlattığımız kabuklarımız olacak.🦞

Exit mobile version