Bazı günler uyanırız ve suratımız normalde olduğundan daha şiş görünür. Eğer siz de “Zayıfım ama yüzüm şişman, suratım ve yanaklarım büyük! Ne yapmalıyım?” diyorsanız aradığınız çözümleri bu yazıda bulabilirsiniz.
Sabah aynaya baktınız ve karşınızda kocaman yanaklar ve şiş bir surat. Eğer bir de o gün önemli bir günse durum vahim. Buyurun videomuzu izlemek isterseniz sizi şöyle alalım.
Öncelikle işe bu durumun geçici olduğunu ve 2 temel sebepten dolayı meydana geldiğini kabul ederek başlayalım.
1. Neden: Dehidrasyon
Genelde tatil günlerinde ya da çok uyuduğumuz günlerde karşılaştığımız şişik suratımızın sebebi genellikle susuz kalmış olmamızdır. Metabolik faaliyetlerde gün boyu harcadığımız suyun devamının gelmediğinin farkına varan vücudumuz, bir savunma mekanizması olarak kalan suyu vücutta tutma eğilimi gösteriyor.
Vücuttaki suyun azalmakta olduğunu ve tehlike teşkil etmeye başladığını farkeden böbrekler, beyne sinyal gönderiyor. Bu durumda da beyin vücuttaki suyu tutmaya çalışıyor ve buna ilk önce suratımızdan başlıyor. Eğer biz vücudumuza su almamaya devam edersek, bu şişlik zamanla inecektir. Ancak bu susuzluk hali (dehidrasyon), şişlikten daha tehlikeli durumlar doğuracaktır. Sonuç olarak bu durumdan kurtulmanın en kolay yolu vücuttaki eksilen suyu yerine koymaktır.
Uyurken yatay pozisyonda olduğumuz için suyun yerçekimiyle yüzümüzde birikmesi söz konusudur. Bu durumda da uyandıktan sonra ayakta durmak bu suyun kendiliğinden yayılmasına sebep olucaktır. Sabah şiş bir yüzle uyandığınızda yapabileceğiniz en kolay şey bir bardak su içip, kısa bir yürüyüş yapmak olacaktır.
2. Neden: Mineral dengesizliği
Tüm gün vücudumuza aldığımız besinlerin bir kısmını aktif kullanıyoruz. Kalan kısmını da ya depoluyor ya da dışarı atıyoruz. Protein, karbonhidrat, yağ gibi makro besinlerin yanında; vitamin ve minerallerden oluşan mikro besinler de tüketiyoruz. Bu minerallerin doğru şekilde kullanılabilmesi için, dengeli bir şekilde vücudumuza almamız gerekiyor. Dengesiz mineral alımı vücudumuzda bir takım anormalliklere sebep olabiliyor. Bunlardan belki de en masumu yüz şişmesidir.
Bu dengesizliğin en temel sorumlusu sodyum(Na+)dur.. Eğer sofra tuzunu çok kullanıyorsanız, diğer paketli besinlerden aldığımız tuzla birlikte bu miktar biraz fazla olacaktır. Sodyum ozmotik bir mineraldir. Yani su tutma eğilimindedir. Bu durumda da ilk maddede bahsettiğimiz gibi dehidrasyona sebep olur ve vücutta su tutumunu arttırır. Bundan kurtulmak için de bu sodyumu; potasyum ya da magnezyum gibi diğer minerallerle dengelememiz lazım. Yani uygun miktarda tükettiğimiz sodyumla eşleşebilecek miktarda potasyum ve magnezyum tüketmeliyiz.
Bu noktada dikkat edilmesi gereken şeylerden biri tükettiğiniz tuzun çeşididir. Sadece sodyumlu, yani mineral açısından fakir tuzlar tüketiyorsanız bu sürekli olarak bu dengesizlikten muzdarip olabilirsiniz demektir.
Burada alternatif olarak deniz tuzu ya da himalaya tuzu tercih edebilirsiniz. Ama belirtmekte fayda var; son çalışmalar gösteriyor ki denizlerdeki kirlilik oranı arttıkça deniz tuzlarında da mikroskobik plastik birikimi artmakta. Bu yüzden en mantıklı tercihlerden biri himalaya tuzu olacaktır. Bunlar dışında tercih edeceğiniz diğer tuzlarda da bakmanız gereken ilk parametre mineral dengesidir.
Potasyum açısında zengin besinler tüketmek de kaybettiğiniz mineral dengesini kazanmanıza yardımcı olabilir. Bu besinlere verebileceğimiz örnekler patates, ıspanak, avokado, kayısı ve tabii ki muzdur. 🍌
Bu bilgiler ışığında artık eski poğaça suratına elveda, yeni hayatına merhaba demeye hazır ol!
“Ne yaptıysam olmadı, bana en uygun beslenme programını siz yazın!” diyorsanız da Online Diyet ve Beslenme Danışmanlığı hizmetlerimize göz atabilirsiniz.